27 Ağustos 2013 Salı

Welcome

Günaydın ama öğlen olmak üzeri neyse tünaydın diyeyim :)) Kahvaltımı yapıp yediğim avakodanın kabuklarını güneşe ve denize maruz kalan yüzüme boca edip maske yaptım. İnşallah kapı çalmaz. Genelde postacı çalar bu saatlerde.. Kırk sefer postacıya zilimi basma diyorum ama elinin kolayına geliyor galiba zillerin ortasına basmak. Ya da eski arkadaşlarımızdan olup samimiyetimize güveniyor anlamadım. Sabah çok erken gelmediği sürece sorun değil ama çok erken gelip zile basınca sinirlerimi zıplatıyor. Neyse yönetim komşularında şikayetiyle postacımıza yedek anahtar verecek. Evine girer gibi girer artık :)

Englisch home'den aldığım çerceve uzun süredir bekliyordu. Acaba içine ne yapsam resim mi koysam başka bir şey mi derken  düşünüp duruyordum. Neyse içine kalp işlemek aklıma geldi. Kapıdan girenlere sevgi gösterir bir şey olur dedim ve yaptım. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu işe el atıp sonuçlandırdım.

Hoşçakalın :)


22 Ağustos 2013 Perşembe

Oradan, buradan


Yer yarılmış insan çıkmıştı sanki bugün sahilde, tabi ki bu yoğunluğun içinde değildim. Daha  beş plaj ilerisi sakindi hatta bazılarında bir iki kişi vardı. Benim tercihim artık oralar olduğu için yürüyüş yolunda ilerlerken yolun kenarında köpeğimin adı erik adlı çocuk kitabını buldum. Bir ara alsam mı almasam mı derken kitabı aldım. Etrafıma bakındım ama etrafta çocuk yoktu. Kitabı okuyan çocuk yarısına kadar okumuş olacak ki ismi yazan bir ayraç kitabı ikiye bölmüştü, hikayenin kalan yarısını mutlaka merak etmiştir dedim. Çocuk kitaplarını da okumayı severim. Neyse okumam için götürdüğüm kitabımı erteleyip okumaya başladım ve yazıları büyük olunca kitap çabuk bitti. Dönüşte yanıma gelen ailenin küçük çocuklarına bıraktım.

 Gelelim ikinci maceramıza sakin diye oturduğum plaja benden sonra üç kız, bir de anne geldi. Kızların yaş ortalaması 25 ile 35 arası gibiydi. İlk bakışta hoş kızlardı ama bir tanesi hariç diğerleri ve anneleri buz dağı gibiydiler. Benden az ileride 15 - 16 yaşlarında peynir beyazı bir oğlan çocuğu küçük bir havlu yaydı, biraz güneşlendi sonra denize girip girip çıktı. Ben çocuğun sürekli güneşte kalmamasını, suyu var mı yok mu, çantamda götürdüklerimden ikram etsem mi, yoksa benim şemsiyemin gölgesini paylaşsam mı diye düşünürken, kalktım denize girdim.Tabi ki bizim buz anne ve kızları da denizde.Kızların biri ile karşılıklı selamlaştık ufaktan deniz güzel hava güzel konuştuk derken anne yanımıza geldi ve bana şu oğlan benim kızlara bakıp duruyor gitsin uzaklara otursun diye dertlendi sinirli bir şekilde. Ben hemen ''aman canım o daha küçük onun baktığından ne olacak''  dedim ama kadın laftan anlayacak gibi değildi. Neyse güler yüzlü olan kızı anne büyütme o daha çocuk dedi. Çocuk denize tekrar girdi çıktı ve toparlanıp gitti. Gittiğine de sevindim yoksa çocuğun hatıralarında kötü bir olay kalabilirdi.

Benim kitabım ise dünya klasiklerinden  Goethe'nin Genç Werther'in Istırapları. Felsefe, sanat ve şiirin romanla buluştuğu müstesna bir eser Genç Werteher'in Istırapları ölüme sürükleyecek kadar güçlü bir aşkın hikayesi. Bu kitabı çok sevdim yıllar önce okumuştum ama tekrar okumaya karar verdim. Ne çektin beee  Goethe :)



Neyse kitap kılıfımı da anlatayım. Bu pazar tezgahın birinde bolca bebek çarşafları, havluları dökmüşlerdi. Sevimli bebek şeylerine bakmayı severim, karıştırırken bu elime geldi. Evirdim çevirdim bir şeye benzetemeyince satıcıya sordum, bebek yastığı kılıfı dedi ama bana kitap kılıfı gibi göründü. Ben bunu denize giderken içine kitabımı koyarım hemde küçük poşete koymaktan daha şık durur diye düşündüm ve 1 tl 'ye aldım. Evde bulunan bu fistoyu orta yerine dikip, üst orta yerine bir düğme ile kitap kılıfa dönüştürdüm. Hoşuma gitti..



19 Ağustos 2013 Pazartesi

............

Akşama iş yerinden benim gibi emekli iki arkadaşlarım eşleriyle gelecek. Kendilerini çok severim. İyi günde, kötü günde insanın yanında olabilecek gerçek dostlardandırlar. Tabi ki bugün deniz meniz yok. Bolca evde iş vardı. Temizlik, çamaşır mutfak üçgeni arasında dolaşıp durdum ama hiç sıkılmadan büyük bir zevkle elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım.

Menümüzde: Kıymalı gül börek, Havuçlu kek, Peynirli poağaça, Zeytinyağlı biber dolması, Tatlıyıda hazır baklava aldım ve istedikleri kadar içecek  siyah beyaz ne isterlerse.. Bu gece bolca eskileri yad edip  kaynatacağız. İyi ki varlar, iyi ki benim gerçek dostlarım olmuşlar.






Yeni masa örtümü serdim. Şu yeni Duck kumaşların üzerinde farklı resim temaları bulunanlardan ama ben çok renkli desenleri sevmediğim için en sade olan bu deseni almıştım. Çok sevdim.


Şimdi birazda kendime bakım yapıp misafirlerimi karşılamalıyım. Hoşçakalın...

18 Ağustos 2013 Pazar

.........


Birazdan şekil-a'da olduğu gibi olacağım. Deniz beni çağırıyor. Hadi ben kaçtım :)
Mutlu pazarlar....

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Mercanlı yastık işlemesi


Yaz tatil modumuz devam ediyor ama hobilerimi de ertelemiyorum. Bayram bayram dedik bir telaştır o da geldi geçti. Bu mercan desenini  ünlü bir markanın sattığı  nevresim takımında gördüm. Baktım inceledim ve bunu ben yapabilirim dedim. Önce iki adet yastık üzerinde denemek istedim. Basit sarma işlemi yaparak modeli tamamladım. Bu arada bayram için gelen kızımında hoşuna gitti ve yastıklara el koydu.  Eee o zaman döndüğünde evinde resmini çekte arkadaşlarımla paylaşayım dedim. Onun evinde daha güzel durmuştur. Şimdi takım olsun düşüncesiyle çarşafın ayak ucuna gelen kısımlarını da  yapmak istiyorum. Tabi ki kendim içinde iki adet daha yastık yapılacak. Ben çok sevdim bu mercanları işlemesini çok kolay, hem nostalji, hem yaz temasına uygun oldu diye düşünüyorum.






En güzel günler sizin olsun :)

8 Ağustos 2013 Perşembe

Mutlu bayramlar...



Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu, güzel anılarınızla dolu bir bayram olsun.
Mutlu bayramlar :)





4 Ağustos 2013 Pazar

...............



Resim netten alıntı:

Çocuk olmak istiyorum. Hem de hiç bir şeyden haberi olmayan çocuk... Masum kalbi olan, kötülüğün nasıl bir şey olduğunu bilmeyen. Tertemiz bir dünya, sevgi dolu insanlar, yemyeşil rengarenk açmış dağ çiçekleri arasında bir salıncakta uçarcasına sallanmak istiyorum. Oynamaktan yorgun düşmüş bir çocuk gibi uyumak, güzel rüyalarla ve sevdiklerimi etrafımda görerek uyanmak istiyorum.

Mutlu pazarlar :)

3 Ağustos 2013 Cumartesi

...............




Her şeyin gönlümüzce geçtiği bir haftasonumuz olsun....
Mutlu haftasonları :)

2 Ağustos 2013 Cuma

?????



Bu halimiz ne olacak bilmiyorum arkadaşlar. bazı insanlar neden başkalarına müdahale etmeyi çok seviyor ve onun bu dünyadaki nasıl yaşadığını yargıladığı yetmiyormuş gibi diğer tarafta ne olacağımızı rahatlıkla söyleyebiliyorlar. İyiliklerimiz de kötülüklerimiz de  Allah'la bir kul arasında  değil midir. Her şeyi bizi yaradan bilir. Elhamdülillah müslümanım bunun için de ne giyim tarzımla, ne de başka şeyleri insanların gözüne soka soka ne olduğumu anlatmak zorunda değilim. Aslında ben insanlarla din konularını ve politika konuşmasını hiç sevmem. herkes kendinden sorumludur.

Şimdi bu da neyin nesi diyorsanız hemen konuya giriyorum. Biliyorsunuz yaz gelince iki güne bir sahildeyim ve geçenlerde gittiğimde şöyle bir olay yaşadım. Denize girdim ve  duşa gittiğimde yukarı banklara oturmuş iki yaşlı hanzo oturmuş etrafı kesiyor. Bağıra bağıra konuşup bugünlerde gündeme düşen ''hamileler terbiyesiz sokağa çıkmasınlar'' fikrini savunuyorlardı.  Neyse ben hiç oyalanmadan hemen duşumu alıp pareoma sarıldım. Çünkü iki plaj ilerisine bir arkadaşım gelmiş beni aramıştı onun yanına gidecektim ve tam önlerinden geçerken ikindi ezanı okunuyordu. İşte ''ezan okuyor bu da cayır cayır yanacak öbür dünyada'' diye laf attılar. Nedir bu sizce bir an dönüp cevap versem mi dedim sonra yürüyüp geçtim.Onlar oraya ne amaçla gelmişler bilmiyorum. Etrafı rahatsız ederek cennete gireceklerin en önde gidenlerimiydiler acaba... Aslında bu olayı yazmak istememiştim ama kaç gündür aklıma geldikçe neden dönüp bir laf söylemedim diye kendime sinir oluyorum. Neyse başınızı daha fazla ağrıtmayım.  Hoşçakalın :)




1 Ağustos 2013 Perşembe

Çok yoğundum çokkk....


Sabah deniz.....


 Öğleden sonra çok sevdiğim mutfağım :)) 

 Günün menüsü:  Tepsi kebabı, pirinç pilavi ve  şeftalili pasta .....



.


Ve akşama eğlence.....