31 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yıl....


Sizler nasılsınız bilmem ama bizde her günümüzden farklı bir şey yok gibi. Değişen şeyler sadece yemek masamızın biraz süslü oluşu ve evin içindeki renklerin kırmızı ağırlıklı olması. 
Ağaç ışıklandırmalarından iki tane vardı, ben de diğerini balkona taktım kendimce süs yaptığımı düşünüyordumki dışarıdan balkonda ışığın yanıp söndüğünü gören oğlum eve koşarak geldi o balkon bizim mi diye katları saymış bakmış bize ait. 9 katlı binanın ortası sinyal verip duruyor. ışıklandırmayı koştu kapattı. Neden diye sorduğumda bizim kat dışarıdan gazino gibi yanıp yanıp sönüyor demez mi :)) apartmanın girişine de bir bodyguard koyalım dedi, o da sen ol tipin uyar nasılsa dedim :))  ne var sanki bir gecede gazino olsun dedik içinde assolist olmayan. Onu sizlerle paylaşmak istedim ama son günlerde bu yüklemelerden şikayetçiyim defalarca aynı resimle uğraşmak sinir ediyor ve yazmaktan vazgeçiyor sanki.


Bu resmi de düzgün yüklüyorum ama inatla böyle durmak istiyor. Neyse bunun da gönlü olsun nasıl istiyorsa öyle dursun dedim :)) vazgeçtim.


Yeni yılınızın sağlıklı ve mutlu geçmesi dileğiyle...

30 Aralık 2012 Pazar

Güzel yıllar....


Bu sene her nedense her şeyi ağırdan alıyoruz. Bu yılı çok sevdik galiba gitsin istemiyoruz. Şu son günlerimiz hariç güzel geçti diyebilirim. Son haftalarda süpriz çıkan sağlık problemimin şokundan sonra yeni yılın ilk haftalarında inşallah bir operasyonla bu problemi sonlandıracağız.

Yeni yıl ağacımız kuruldu ışıklandırıldı... Geyikli nevresimi takıp, English home' den aldığım geyikli battaniyemi de üzerine koydum...  Artık yeni yıl gelebilir.



 Uzun süredir atmaya kıyamadığım su şişeleri ve geçen yıl yarım kalmış likör şişemizide giydirdim...


Hepinize şimdiden sevdiklerinizle sağlıklı, mutlu güzel bir  yıl dilerim:)



27 Aralık 2012 Perşembe

........

Geçenlerde Akm'de Büyükşehir belediyesinin hazırladığı duygusal zeka stratejisi seminerine katıldık. Sunumu yapanlar hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Bir kere salona hakimiyeti yoktu, sonra ses tonları ve konuşmaları karşıyı etkileyemiyordu bence. Yine de zaman elverdiğince güzel konulara değinildi. 

Benim hayatta başaracağım bir şeyim kalmamış, unumu elemiş eleğimi asmış durumdayım ama gençlerin hedeflerini nasıl belirlemeleri, nasıl bir yol izleyecekleri, iş ve yaşamlarına nasıl yön verebileceklerini öğrenmeleri açısından güzeldi..


Çıkışta park gezildi. Çay bahçesinde çay içildi... 









Parkın içindeki bu tenekeden yapılan heykelleri de ziyaret ettik. Bu teneke oğlan Antalya'nın en güzel kızına  aşkını ilan ediyordu ama ben gençlerin arasına girdim :))


Çok güzel fotoğraflar çekmiştik ama bu blogger fotoğraf yüklemiyor, beni yazmaktan soğutuyor. Bunları da zor yükledim.
Mutlu akşamlar...




20 Aralık 2012 Perşembe

Kırmızı pancar..


Bulgurlu şeyleri siz sever misiniz bilmem ama ben bulgurla yapılan her şeyi severim. Bir arkadaşımda bunu yemiştim. Hadi bugünde ben deneyeyim dedim ve biz çok sevdik. Tabi ki oğlum hariç, nedir bu kıpkırmızı nasıl yiyorsunuz bunu dedi :)) çok seçicidir oğlum her şeyi yemediği gibi yeni tatları da denemek istemiyor. Aslında bezelye yemeğim vardı. Pilav yapmaya üşendim.  Onun yanında yenilir diye düşündüm ama iki lezzet bir arada olmadı  benim damak zevkime göre..ben bir daha beş çayında yapmaya düşündüm, tek başına daha güzel gider. Kısırın kardeşi gibi bir şey :)

Tarifi: 1 su bardağı bulguru sıcak suyla şişirip sonra rendelediğimiz kırmızı pancarı karıştırdım. Zeytinyağı, maydanoz,  taze nane,  yeşil soğan, limon,  tuz ve baharatlarla tatlandırdım. yapmak isteyenlere alternatif..


19 Aralık 2012 Çarşamba

....


İkinci kırlentim de bitti  Hava yağışlı olunca evde bugünkü ödevim buydu. İşlerimi ayarladıktan sonra başladım yapmaya..
İşleme yapanlar bilir işlemesi basit iğne ardı, bazı yerleri sarma ve zincir işiyle bitirdim. Yarın terziye götürüp fermuarlarını diktireceğim. Kumaşım beyaz gibi görünüyor ama krem rengi aslında..



Pazarda mürdüm eriğini görünce sevinip almıştım. Maalesef  bizim evde bunu eline kimse alıp yemez, bende bir tencere kaynatıp meyve suyunu yapıyorum, ama içine şeker atmıyorum.  Bize göre kendi tadı yetiyor.. Kansızlığa da birebir yaz boyu ara ara yapıyordum. Ambalajlı içecekleri uzun yıllardır almıyoruz diyebilirim. Bazı meyveleri kaynatıp suyunu içmeye çalışıyoruz. Bazılarının içine bazen çubuk tarçın ve karanfil koyuyorum. Aroması daha farklı oluyor..

Şimdi muhteşem zamanı.. Mutlu akşamlar..

18 Aralık 2012 Salı

....

Hava yağışlı ama dışarıda yapmam gereken işlerim vardı. 
İki sokak aşağımızdaki tüpcü aşık olacak bir şey bulamadı galiba tüplerine aşık olmuş:))  meslek aşkı böyle bir şey mi  yoksa?..aslında bu tür kamyon yazılarının sürücülerin dikkatini dağıttğı için yasaklandığını duymuştum ama yanlışmı anladım  acaba diye düşünmeden geçemedim.. Küçük tüplerin üzeri de bayağı güzeldi mavi çini deseni yapılmıştı..

 Bu evi çok seviyorum. şehrin merkezinde böyle evlerin kalması mucize ama apartman yaşamına aldanıp mütaaitle iyi ki tanışmamışlar. yoksa buraya 10 daire rahat sığar. ne güzel iki katlı bahçeli ve bakımlı bir ev bakmadan geçemiyorum..İçindekilere Allah sağlık mutluluk versin.


Turunçlar yağmur damlalarıyla çok güzeldi.


Önce kızımın gelinliğinin ilk provası için gelinlikçiye uğradık. 


Neyse konudan konuya atlıyorum. işlerimizi halledip tuhafiyeye uğrayıp  bu işim için  ip aldım. boş durmak yok..Evde fuarlara gelen kumaşçılardan alınan ketenle ipek karışımı bir kumaşım vardı. onu değerlendiriyorum.  Kızıma kırlentler  olacak.. Bu bittikten sonra bir de avize modelim var onuda yapacağım.. sonra terziye verip altına fermuar diktireceğim




Mutlu akşamlar :)

17 Aralık 2012 Pazartesi

güzel pazar..

Sabah bulutlu bir güne uyandım ama dünden bir sürü hayal kurmuştum. Gözümüzü açar açmaz evi terketmek istemiştik. Kahvaltımızı yaptıktan sonra evrene mesajımı gönderdim. Aslında kahvaltıyı da dışarı da düşünmüştüm parkın güzelliği güneşle daha güzel oluyor. Arkadaşımı da aradım. neyse öğlen üzeri çıktık. Aslında hava bahar gibiydi ve bulut sıcağı vardı. Atatürk parkımız çok güzeldir. Yeşille deniz bütünleşir ve rahat oturabilecek restoran ve kafeler vardır.  

Bu  mevsimde yaprakların kızıllığı büyüleyiciydi


Photobucket

Tabi ki nereye oturacağımızı seçmekte zorlandık. hepsi ayrı güzel...yedik içtik oturduk muhabbet derken..


Dönüşte banklarında hatırı kalmasın dedik.. deniz pırıl pırıldı ve güneşte yandık. 

Montum fazla geldi..Bazen elimde,bazen sırtıma dolaştım.





Kokinalar...


Kelebekler bahar gibi uçuşuyordu..
Palamutlar topladık. Evde kozalaklarla arkadaş oldular..


Güzel bir pazardı..

15 Aralık 2012 Cumartesi

Anahtarlı pano..

Ankara İkea'dan aldığım bu çerçeveyi  değerlendirmek istedim. Mudo mağazalarında buna benzer modeller görmüştüm çok hoşuma gitmişti ama içine sevmediğim renk bir kumaş konulmuştu tabi ki ben yapmazsam olmazdı. kopyacıyım ya :))  Arka fon olarak böyle notaları düşündüm. Hobi çantamda çilingirden aldığım anahtarlar ne olacağız diye bekliyorlardı, onların zamanı geldi. Çok beklediniz hadi çıkın işe yarayın dedim. Anahtarları silikon tabancamla yapıştırdım  Bu çerçevelerden boy boy almadığıma pişman oldum ama ileri tarihlerde bir ayağım artık Ankara'da olacağı için gittiğimde alırım ve farklı şeyler yapmak istiyorum. Ben çok sevdim.  Koridorda küçük bir kolonda yerini alacak. Sizce nasıl görünüyor..



Mutfak kapısının yanına da yakıştı aslında. Neyse akşam akşam gürültü yapmayalım, çivisini yarın çakalım.


Mutlu akşamlar..

13 Aralık 2012 Perşembe

bu akşamdan kareler


Ben bu akşam elime etamini almış bir heves işlerken şak diye elektrikler gitti. Zorunlu olarak romantik oturduk. Sonradan anladık ki komşunun elektriğinde sorun çıkmış ve bütün apartmanı karartmışlar. Biz tam mum ışığına alışıp çerez merez ıvır zıvır atıştırırken elektrik geldi ve ben işimin başına döndüm.

Bugün takip ettiğim bir blogda bu modeli gördüm ve çok sevdim nedense (sanırım geyiğinden) Yeni yıl da yaklaşınca coştum. Tabi tam bir şablon olmadığı için ve modeli dereceli gözlüklerimi takıp baktığım halde tam  sayamadığım için biraz uydurdum, biraz oradan buradan kaydırdım ve ortaya böyle bir şey çıktı. Evdeki çerçevelere bakıp birini değerlendireceğim. Yılbaşında geyik bizim eve gelecek dağlardan, patikalardan. Yalnız geyik evden büyük perspektifte bir sorun var ama o da bizim geyiğimiz olsun, ev şirinlerin evi olsun, modeli yapana selam olsun :) Modeli bulduğum bloga da Spasiba diyeyim tam olsun :)


Herkese mutlu ve geyik muhabbetli geceler...

10 Aralık 2012 Pazartesi

yağmur ve ben


Bu sabah panjurlara çılgınca vuran yağmurun sesiyle 9'da uyandım. O kadar gürültüyle iyi bile uyumuşum 9'a kadar :) Kalkıp dışarıya baktığımda Antalya yağmurdan gözgözü görmüyordu. Antalya'nın yağmurları çok çılgındır, düz inmez ve nereden yağdığı belli olmaz.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra günün yemeğini ayarlayıp, rutin ev işlerini yaptıktan sonra televizyon karşısına geçtim ve şimdi bu haldeyim. Bir yandan dergiyi karıştırırken bir yandan da Derya Baykal'a bakıyorum. Ama o kulağındaki yönetmen yok mu o yönetmen beni deli ediyor. Programda bugün iki kadın vardı, tam yaptıkları işlerden bahsederken kulağına gelen yönetmen sesiyle Derya hanım mutfağa bir uçtu geri geldiğinde kadınlar da uçmuştu. Mutfakta da borcamın ufak bir köşesinde kedidilli bir pasta tarifi verdi ucundan köşesinden, ne olduğunu anlamadım. Program ışık hızıyla ilerliyor, takip etmekte zorlanıyorum.

Bari ben bir kitap okuyayım.

7 Aralık 2012 Cuma

Ripple battaniye..


Kızım için başladığım battaniyem bitti tabi ki sizlerle paylaşmadan kaldırmak olmazdı. Kendim için ördüğümden daha kalın oldu. Nakonun  bu ipini sevdim.Tığ işinde her ip iyi olmuyor örerken ayrılma yapıyor ama bunda böyle bir durum olmadı. yün oranı da fazla kullanırken daha sıcak tutacak gibi..


Biraz resimler fazla oldu  ama ne yapayım sağdan soldan derken böyle oldu. tek resim de koymak istemedim. görmemişin bir battaniyesi olmuş ya öyle bir şey oldu idare edin artık :))







Kenarlarını da bu şekilde temizledim.renkten renge geçerken kesilen ipler çirkin bir görüntü veriyordu.


Soğuk kış geceleriniz sıcacık geçsin:)

5 Aralık 2012 Çarşamba

gittik geldik


 Ankara'ya gitmek için yollardaydık. Afyon yol güzergahında olunca Afium'u gezmeden geçemedik. çok beğendim. bir kaç mağaza gezdikten sonra tekrar yollardaydık. yol dümdüz dağlara tepelere baka baka öğleden sonra Ankara'daydık. tabi ki dünürlerim hazırlanmış bizi bekliyorlardı. güzel bir akşam yemeğinden   sonra kalmamız için ısrar etseler de sabah görüşmek üzere otelimize geçtik. ben yerimi çok ararım her yerde uyuyamam bu konuda huysuzumdur biraz.. sabah buluşup düğün yeri için bir kaç yere baktık. beğendiğimiz bir yerde karar verdik. gençlerinde isteğiyle 13 nisan olarak düğün tarihini belirledik..


Afium'dan bir sokak.. görselliği  şık görünüyordu güzel mağazalar vardı..Çok beğendim. 


Ankara'ya gidip de mağaza gezmeden gelinmez, Ankamall, Kentpark ve İkea'yı gezdik.


 Ankara doyasıya sonbaharı yaşamış gibi.. Bu ağaç çok güzeldi.. 


Sayılı gün çabuk geçer derler ya bizim de öyle oldu. Gittiğimizde çok güzel olan Ankara  dönüşümüzde bizi soğuk ve rüzgarla uğurladı.. hatta çok geçmeden yolda yağmur başladı arkasından gökkuşağı çıkışı çok güzeldi..




Afyona yaklaştığımızda kırmızı ışıkta durup kafamı sağ tarafa çevirdiğimde bu yazıyla karşılaştım. Komik geldi..





Cumhuriyet tesislerine de uğramadan geçilmez. Sucuk ve çifte kavrulmuş lokumlarımızı aldık. Sucuk dönerlerimizi de yedik..

Şimdilik böyle sizleri özledim. Sizler neler yaptınız bakalım ziyaretinize geleceğim :)