31 Aralık 2013 Salı

.........


İndirimleri gezerken aslında nevresim falan alma fikrim yoktu ama bu takımı English home'da görünce  çiçekleri ve üzerindeki puantiyeleri sulu boya çalışması gibi gözüktü gözüme içimdeki canavar ''al '' diye seslenince bir kızıma, bir de kendime almadan duramadım. Bir desen daha var şimdi de onu takip ediyorum bakalım ne zaman indirime girecek. Sezon başı alışveriş yapmayı sevmiyorum. Dayanamayıp aldıktan sonra onu indirimde yarı fiyatına görünce insanın morali bozuluyor. Bugün nevresimleri değiştirirken takayım bakim dedim. Yeni yıla yeni şeylerle girelim di mi? Görüntüsünün yumuşaklığı hoşuma gitti.. Polarımıda üzerine koyunca tam oldu..



Bu elbiseyi de sezon başında Mango'da çok beğenmiştim. Etnik desenli olması ve kumaşının ince olması hoşuma gitti.  Manken gibi ince uzun olmadığım için elbise benim diz boyumda oldu :) olsun ne yapalım hepimiz manken gibi olacak değiliz ya.. o botlarıyla modellik yapmış ama ben yazın Twigy'den aldığım parmak arası terliklerimle giymeyi düşündüm.








Sizin de takıntılarınız var mı bilmiyorum ama benim mevsimsel takıntılarım oluyor. Yaz boyu 3 şort üzerine belli tişörtler ve 2 elbise ile yazı bitirdim. Her sezon bir şeye takıyorum evirip çevirip kullanıyorum. Mevsimin kışa girmesiyle siyah pantolon, siyah kazak ve aksesuar olarak Mavi fular, küpe ve mavi oje olmazsa olmazlarım oldu. Oje GABRİNİ M 109 çok tanınmış bir marka değil ama sürümü silmesi çok rahat..Neyse dün dışarı çıkarken kabuğumdan çıkıp yavruağzı fular, yavruağzı oje ve rujla renk değişikliği yaptım. İnşallah şimdi de buna takmam :)

 Cumartesi akşamı yaşadığımız deprem sarsıntısı beni çok korkuttu nedense bundan önceki yaz olan sallantıda bu kadar korkmamıştım. Bu1 dk falan sürünce ve hızlanacakmış gibi geldiği için korkum yükseldi galiba.. İnsan bir an çaresiz kalıyor ne yapacağını bilemiyor. Depremden değil korkudan ölecektim. Daldan dala atlayan bir yazı oldu ama  içimdekileri döktüm herhalde...

Şimdiden en güzel yıllar hepimizin olsun. MUTLU YILLAR....

21 Aralık 2013 Cumartesi

Güneşiniz bol olsun.



Döndük  havalarımız zaman zaman bulutlu ve güneşli de olsa da ama bugün güneş zirvede değerlendirmemiz lazım...Tabi ki kızımla geldik onun özlediği yerleri gezip bolca vakit geçirmeye çalışıyoruz.


                                       Taşına toprağına bin can feda benim güzel  Antalyama...


Mutlu Haftasonları..

12 Aralık 2013 Perşembe

Az kar bolca soğuk..

Yeni yıl hazırlıklarını burada da buldum tabi ki.
Ikea yeni yıla hazırdı.


Bu da Mudo'dan ama saatler geriden geliyor.


İkea'daydık ya yemek yiyelim dedik. İsveç köftesini önceleri pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Kızım köfteler eskisi gibi değil deyince yedik ve bu sefer gerçekten et tadı geldi demek ki değiştirmişler.


Penti mağazası kapısına dilek ağacı yapmış ve renklere ayırmış, Mavi sağlık,  yeşil para gibi renkler dilekler ayrılmıştı. Yeni yılda dileğimi tuttum ve bağladım.


İkea'nın çevresinde kar manzaraları daha çok görülüyordu.
30 Seneden sonra karla buluşunca böyle oldu. Aslında çocukluğum karı, kışı soğuğu bol olan yerde geçtiği için karla aram iyi değildir. Uzun yıllardır böyle kat kat giyinmemiştim. Buna bence kar kış denmez diz boyu kar içinde okula gittiğim günlerim oldu. Sabah uyandığımızda evimizin kapısının açılmadığı günleri bilirim. Kar sadece kartpostallarda kalsın isterdim ama durum farklı olunca kendimi bir anda soğuğun ve karın içinde buldum. Neyse hafiften de  özlemişim hani.. :)








10 Aralık 2013 Salı

oradan, buradan


Yeni yıl yaklaşırken her zamanki gibi Avmler cıvıl cıvıl olmaya başladı. Neler aldın derseniz evdekiler aklıma gelince orada durdum sadece baktım ve beğendim. al al sonu yok. 


Ama Rossman'da bu ayıcık da aklımda kaldı, belki alırım.





Su içmeyi sevmeyen biriyim.  Sıcaklarda mecbur içiyordum ama havalar serinleyince su içmem de durdu.  Evde en büyük su bardağını ortaya koydum ve en az 3 bardak içmeye bünyeyi zorluyorum.  Bir ara sürahi koydum ama o gözümde büyüdü böylesi daha iyi gibi oldu. Bardak büyük olunca bir seferde içemiyorum.  Ona kapak olsun diye bu sevimli kedicikli kapağı  Paşabahçeden aldım ve sevdim. Duvarda masmavi çıkmış ne alakaysa,  en son bıraktığımda beyazdı  :)) 

2



Yeni yıl çiçeğimi almıştım. İnşallah ben dönene kadar bir şey olmaz. Hayırdır neredesin derseniz.  Geçen haftalarda kızımın yanına gitmeye karar vermiştim ve dün sabah Ankara'ya uçtum.  Burada kış yüzünü  tamamen göstermiş yerlerde  incede olsa da kar tabakası var soğuda cabası.. Ahhh Antalyam :)  

29 Kasım 2013 Cuma

Nutella Yıldızı



Bugün akşam üzeri Balböcükleri arkadaşımın bir kaç gün önce yaptığı Nutella yıldızı'nu ben de denemek istedim. Yaparken biraz uğraştırıyor ama nefis oldu. Tabi ki bu güzelliği tek başıma tatmak istemedim hemen çay koydum ve bir arkadaşımı davet ettim. Arkadaşım hem görselliğine hemde tadına bayıldı zor ayılttım. Övünmek gibi olmasın ama ayıla bayıla yedik :)) Üzerine pudra şekeri de döktüm ama resmini çekmeye zaman  kalmadı.  Balböcükleri arkadaşıma bu güzel tarifi bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederim.


Mutlu hafta sonları...

28 Kasım 2013 Perşembe

Girit Kabağı





Bugün bu kabağı da bahane edip yazayım dedim. Aslında yazacak şeyler çok oluyor ama nedense içimden gelmedi. Üzerimde blog yazmayla ilgili bir ağırlık oluştu inşallah bu durum geçişidir. Sizleri okuyorum, yorum bırakmaya çalışıyorum ama kendime gelince ağırlaştım işte...

Girit kabağını bilmeyen yoktur herhalde, bugünkü menümde bu vardı. Yalnız ben bunu herkesin bildiği gibi dolma içi hazırlar gibi ama pirinci hayatımdan çıkardığım için bulgur ve kıymalı yaptım. Pirinci uzun süredir kullanmıyorum ancak yemeğe birilerini aldıysam o zaman kullanıyorum. Yani pirinçle duygusal bağlarımız artık kopmuş gibi.. Neyse yine çok yazdım ben :)

Şimdilik Hoşçakalın.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Midyeli kutu



Bu haftasonu çalışmamı paylaşmak istedim. Bu beyaz kutuyu boyadım ve kulp olarak da pazardan aldığım midyeyi yapıştırdım. Nasıl?...

 Oturup saatlerce makyaj yapmasını sevmiyorum.  Onun için küçük bir kutuyu boyayıp içine öncelik göz kalemimi, rujumu,  BB kremimi, pudramı ve allığımı koydum. Banyo lavabosunda yerini alacak.



Bu kutuyuda çok öncelerden zara mağazasından almıştım. Makyaj masamın üzerinde de bu duruyor.



Mutlu haftlar..

31 Ekim 2013 Perşembe

günısı



Bir süredir ısınma yapmayan günısımı ( Güneş enerjisi ) herhalde arıza yaptı paneller kireçledi diye düşünüp evdeki şofbenle idare ederken, bir de terasa çıkıp bakalım usta çağıralım derken gördüğüm manzara beni şok etti . Resimde gördüğünüz uzun siyah paneller sökülmüş içinde pamukçuklar atılmış, her bir parçası yerlerde... Benimle beraber yaptıran komşumunkine de bakmak için  diğer terasa geçtiğimde  komşumunki de sökülmüş yerlerde paramparça yatıyor buldum. komşum kaç aydır yok, yazlıkta. Telefonla nasıl söyleyeceğim bilmiyorum, kızlarını ararım herhalde.. Yıllar önce komşumla beraber günısılarımızda sorun çıkmıştı ve ısıtıcı panelleri bakıra çevirtrip daha çok güneşten faydalanmak istemiştik. Diğer komşularımızınki bakır panel olmayınca onlarınkinde bir zarar yoktu. Hemen günısıcıyı aradım ve olayı anlattığımda '' abla panelleriniz bakır mıydı '' diye sordu ve ''evet '' dedim. Bir müddet sonra yeni galvaniz panelleri olan  günısı parçalarıyla geldi.  Hırsızlık alanında günısı hırsızlarının çoğaldığını söyledi. 450 TL 'de bayıldık tabi ki..Bu hırsızlar bakır hırsızlığı yapanlar diye geçiyormuş. Özellikle Antalya'lı okurlarıma sesleniyorum çünkü burada günısı kullanan çoğunlukta ara sıra teraslarınızı kontrol edin. Üstelik bizim apartmanımızda kamerada var. Giriş ve teras bölgesi güya denetliyor. İncelenecek bakalım terasta bu çalışmayı yapanlar kimmiş. 


29 Ekim 2013 Salı

Bayramımız kutlu olsun..


Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun...

 Birazdan bayrağımı alıp bayram kutlamasına arkadaşlarla katılacağız. Hepimize güzel günler mutlu yarınlar, mutlu bayramlar..





26 Ekim 2013 Cumartesi

Maske....


Havalar o kadar güzel gidiyor ki... rutin işleri ayarladıktan sonra insan evde durmak istemiyor. Kendimizi her fırsatta dışarı atıyoruz. Bu güzel havaları değerlendirmek adına bize yakın olan  iskelenin üzerindeki cafelerin birine arkadaşımla, ya da komşumla gidiyoruz. Çayımızı, pastamızı bu güzel manzaraya karşıya yudumlayıp şöyle biraz turlayıp dönüyoruz.

Yapılacak işler arasında hobiler var ama hep erteleyip duruyorum. Bir gün ilham perisi geldiğinde yapılacaklar inşallah...




Bunlarda ne derseniz, gün aşırı maske yapmaya çalışıyorum.

  C vitamini bir adet ampul, bir çay kaşığı zeytinyağı, bir damla limonu karıştırıp maske yapıyorum. ne kadar etkili oluyor bilmiyorum ama yapıyorum. Ne faydası var derseniz yüzdeki kırışıklara iyi geldiğini duymuştum. deniyorum işte... zamana yenik düşen kırışıklarımı, kaz ayaklarımı yok etmeye çalışıyorum :) bu kürüm bittikten sonrada E vitamini ampuller alıp denemek istiyorum.. deniyorum deniyorum :)  her duyduğumu yapmıyorum tabi ki mantığıma yatan şeyleri yapmaya çalışıyorum.

Mutlu haftasonları..........

17 Ekim 2013 Perşembe

Kapanış... Phaselis...


Kapanış... dün böyleydik çok güzeldi. Bugün sabaha karşı başlayan yağmurla uyandık. Yağmur şu an durdu ama ev ıslık çalıyor....İlerleyen saatlerde nasıl olur kestiremiyorum. Çünkü  havamız çok değişkendir..






Hoşçakalın :)

15 Ekim 2013 Salı

Mutlu Bayramlar...


Bayram diye bloga hep şeker,çikolatamı  koyacağız değil mi ? arkadaşlar.
 Benden de sizlere bir sepet elma gelsin istedim :) Nasıl ama...

Bayram başladı ama bana hiç bayram gibi gelmiyor nedense hiç bir heyecan olmayınca galiba... Kendimi duygusala bağlamak  istemiyorum. Anı yaşayıp geçmeyi hayat bana geç de olsa öğretti artık bu huyumu çok seviyorum. Neyse yinede bayram prosedürinde ne varsa yapmaya çalıştım. Tabi ki milli tatlım kalbura bastımı  yaptım. Bugün neler yaptık dersek önce kabir ziyareti arkasından çakırlar köyünde kahvaltı,  köy yolunda kurban kesim manzaraları  ve bir arkadaş ziyareti yapıp eve döndük.

Hepimize sevdiklerimizle sağlıklı, mutlu bayramlar dilerim :)

10 Ekim 2013 Perşembe

Altın Portakal

Neler yapıyoruz. Altın Portakal Kortejini izledim. Ödül töreninde onca sanatçı varken, kortejde bir kaç tanesi vardı. Nebahat Çehre yakından çok güzeldi yaşına rağmen incecik ve yaşını hiç belli etmiyordu. Sanki 35 inde gibiydi ve çok sıcak kanlıydı. Ekranlardan daha güzeldi. Daha bir çok ünlüyü yakından gördük ama hepsini ayrı ayrı çekmek mümkün olmadı. Tabi ki bilet almakta geciken ben,  bir kaç filmle kalakaldım.




Burası da Atatürk parkından bir köşe sabah yürüyüşümü yaptım çok sakindi. Uzaklarda görünen konyaaltı plajlarımız... Günlerimiz, baharımız güzel geçiyor..

4 Ekim 2013 Cuma

Haşhaşlı ve tahinli 2 çayı


Haşhaşı severmisiniz bilmem ama ben yıllar sonra haşhaşı sevdim. Çünkü çocukluğumda hiç haşhaşlı bir şey yemedim ve nasıl bir şeydir bilmiyordum. Bizim oralarda haşhaşı bilen olmazdı. 20 li yaşlarda ilk tanışmamızda boğazım düğüm düğüm oldu çok zor yutmuştum tadı da çok değişik gelmişti. Yıllar sonra orada burada yavaş yavaş yerken bizim evimize de girmeye başladı. Şimdilerde çok sever oldum.

Fırından iki adet hamur aldım ve biraz haşhaşı pekmezle karıştırdım. Başka bir kasede tahin ve şekeri karıştırdım. Hamurdan birer parça alıp yağlı elimle açtıktan sonra malzemeyi yaydım ve rulo yapıp tepsiye dizdim. Üzerine bir yumurta sarısını yağla karıştırıp sürdükten sonra birazda susam serptim. 175 derece sıcak fırında 25 dk pişirilirdi. Tabi ki rulolar pişerken yayıldıkça yayıldı. Zaten yaptığım rulolarda hani küçük sayılmazdı :) Herkes 5 çayında böyle şeyler yer ama bizde oğluşla 2 çayı yaptık :)

Yapımı basit acil durumlarda da artık kurtarıcım olabiliyor..
Mutlu haftasonları :)


1 Ekim 2013 Salı

Poğaça ve Çalıkuşu


Poğaçalarım tamamen uydurmasyon. Evde kalan ve kullanma süresi bir kaç gün kalan peyniri ve yoğurdu çöpe gitmekten kurtarmak için yapılan bir poğaça oldu. Bol peynir, bol yoğurtla, bir yumurta akı ( sarısı yüzüne sürüldü) biraz sıvıyağ,  biraz dövülmüş ceviz,  bir adet kabartma tozu ile yumuşak bir hamur elde edildi. Basit bu şekilleri vererek 175 derece fırında 25 dk pişirilirdi. 

Şimdi Çalıkuşu zamanı yanında bir fincan çayla test edelim bakalım iyi gider  herhalde.. 
Sevdim oyuncu kadrosunu artık salı günleri de Çalıkuşum oldu. 
Hoşçakalın :)



30 Eylül 2013 Pazartesi

Dönüş..


Gittim geldim. Kızımla bol bol vakit geçirdik. Çocuklarımla desem daha iyi, eşi de çok kibar sevimli bir çocuk artık o da benim büyük oğlum. Kızım mis kokulu, negrolu, bonibonlu kekler ve başka şeyler de yaptı ama hepsinin fotoğrafını çekemedik.  Gezdik tozduk ama her yolun sonundaki maviliklerde gözüm gökyüzüyle birleşmiş denizi arar gibiydi.  Neyse bir de meşhur Kuğulu parka gidelim dedik ama gittiğimizde hayal kırıklığı kuğu muğu yok havuz temizliği varmış o gün. Etrafta güvercinler dolaşıp duruyor ve resmen bir tavuk kümesine girmiş gibi bir koku vardı. Zevk aldığımı söyleyemeyeceğim malesef. Önemli olan kızımla geçirelen zaman dedim. Canım Antalyam senin yerini hiç bir yer dolduramaz. Aşığım sana resmen :)




Tunalıdan aşağı yol boyu gezdik mağazalara girdik çıktık acıktık. Kızım ''şuranın kömürde döneri meşhur yiyelim'' dedi ama keşke yemez olaydım. Cuma günü öğlen uçağa binmem gereken ben o gece yediğim dönerin gıda zehirlenmesi yapması nedeniyle sabaha kadar banyoyu bekledim. Sabah oldu bende oldum. Kızım hemen eczaneye koşup ilaç aldı ve tabi ki uçak biletim de ertelendi o şekilde yola çıkmam mümkün değildi. Şimdi Antalyamı turlama zamanı tabi ki öncelik evi temizlemede. Sonra denizle vedalaşma ve sezonu kapatma, daha sonra da rutin işler, kışa hazırlıklar olacak...

Bu da hasta yemeğim. İki gün patatese talim ettim, her şey pis pis koktu burnuma, mutfağı göresim gelmedi.

Sizleri özledim bir gezeyim bakim neler yapmışsınız :)

19 Eylül 2013 Perşembe

Ankara'nın yolları


Günaydın!  Kızımdayım cumartesi akşamı ani bir karar verip sabah 07.00 uçağıyla Ankara'daydım. Böyle ani kararlarda güzel oluyor. Bir anda uzak yollar yakın olup insan sevdiklerine kavuşuyor. Tabi ki bu çocuğu olunca gözü bir şey görmüyor ve hemen yanında olmak istiyor. 45 dk sonra  uçaktan indim ama buz gibi bir hava etrafıma baktığımda herkes montlarını kazaklarını giymiş. Artist gibi gelen ben hemen valizimden ince penye ceketimi giydim. Bu kez de ayaklarım dondu. Havaalanının uzaklığı, otobüse in bin, olmadı metroya eve gelmem saat 10'u buldu. gel de arama Antalya'nın ulaşım rahatlığını... neyse bir müddet daha buradayım. sonra  tabi ki kürkçü dükkanı.


Kızımın küçüklüğü kreşe giderken...

Şimdilik Hoşçakalın :)