27 Mart 2012 Salı

oradan buradan...

 Bahar kendini havaların ısınmasıyla birlikte daha çok hissettirdi. ben geldim diyor. her şey daha güzelleşmeye başladı. Bu ağaçta kendine bakım yaptırmış yaprakları daha canlıydı. postum da ordan buradan olacak ama bahar gibi rengarenk..



Çarşıda yeni bir mağaza açılışına hazırlanıyor ve camında bu yazı :)  kim ben mükemmel değilim derki..




Sıkıldığımızda bir gün kale içi sokaklarını turladık.

 

Evimizde de mis kokulu çiçekler eksik olmasın. dedik


Miss baharat kokulu sabunlar..


Baharla birlikte pazarda civcivler vardı. çocuklar küçükken almıştım evde büyütelim sonra birine veririz demiştik ama sabaha kadar cak cak ötmelerini engeleyememiştik sonra evi büyümesine müsait birine vermiştik. çok sevimliler..



 Bizim pazarlarımızda  birbirine bağlantısı olmayan her tür şeye rastlayabilirsiniz. Bu köy yumurtaları gibi..

Evde yulaf unundan ekmek denemeleri yaptık, hoşuma gitti.

 Sümbülsüz olmaz dedik mor sümbül aldık. resimde mavi çıktı..



 Balkon masamıza bu suterası çiçeği aldık. Açık mor çok sevdik.. O sandalyede ben diğer tarafta karşılıklı çay içtik.


Bizde de bahar böyle yaşanıyor :)

14 Mart 2012 Çarşamba

=)

Dizlerimde pembe battaniyem, bir kase mısır ve Muhteşem Yüzyıl.


Azıcık keyif yapalım...

12 Mart 2012 Pazartesi

Yeşil tepsi

Bugün kış boyu yakından göremediğimiz ama soğuğundan yeterince nasibini aldığımız toroslardaki karların balkondan görebildiğim kadarıyla fotoğrafını çektim. 



Sonra son aşamaları kalmış ahşap boyama tepsimi tamamladım. Bu natürmort resim çok hoşuma gidiyordu, değerlendirdim.



Bunlar da daha önceki çalışmalarım tık tık..

10 Mart 2012 Cumartesi

yine cumartesi, yine pazar

Kahvaltıdan sonra şirinyalı pazarına bir hevesle gittim. önceki hafta satılan kanaviçe panolardan birini almak istedim ama bayan bu hafta gelmemişti. Bana sadece hayal kırıklığı kaldı. Ben de şöyle bir gezindim hava çok sıcaktı. Bizim turistler güneşin tadını çıkarıyorlardı. Şortlarını, sandaletlerini çeken pazardaydı. Onlar da pazarları çok seviyorlar üstelik pazarlık da yapıyorlar.



Bizim yaşlılarımız şehirler arası tatile gidemezken onlar maşallah ülkeler arası dolaşıyorlar ne güzel.. Resimdekiler yaşlı sayılmaz ama bastonlarla yürüyen şık turistler vardı. Bunlar da çok hararetli olacak ki yazlıklarla dolaşıyorlardı. Benimde üzerimde penye spor ceketim vardı. Çıkardığım zaman üşüdüm, giydim terledim, ortasını bulamadan dolaştım :)





Şakayıklar en sevdiğim çiçekler, onları görünce çok mutlu oldum. Renkleri harikaydı...


Eve dönerken aldım ama ömürleri çok kısa iki günde solmaya başlıyor :(


Pamuk şekerci formundaydı, yanından çocuklar geçerken bağırıyordu, coşuyordu :)


Biraz da Mudo'yu turladım. Bu kolyelerden olan tabloya bayıldım. Sağ baştaki kolyeden benimde var ağır diye takamıyorum. Yanına ilave ona benzer kolyelerimle böyle çerçeveletsem mi acaba...


Her şey çok güzeldi..



Sizin de güzel bir cumartesiniz olsun.

Soslu kurabiye

Bahar geldi gelecek derken ben çoktan geldim diyen bu ağaç "sizin haberiniz yok" der gibiydi o kadar coşkulu açmıştı ki, tabi ki bize de hoşgeldin demek düştü. Deniz berraktı, güneş sıcaklığını hissettirdi ama çılgın bahar yağmurları bardaktan boşalırcasına gelebilir...




Yeşilin rengi daha canlı ve sıcak..


Biz de baharı kendi kendimize eve dönüşte bir tatlı yapıp kutladık :)




Tarifi: Soslu Kurabiye

250 gr tereyağ
2 kahve fincanı toz şeker
2 yumurta
3 yemek kaşığı kakao
4 su bardağı un
1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu

karıştırılıp hamuru yoğrulup şekil verilir. pişme esnasında kurabiyeler çatlıyor.

180 derecede 20 dakika pişilir.

Şerbet: 2 su bardağı şeker, 2,5 su bardağı su

Şerbet soğuk, kurabiye sıcak olacak, kurabiyeler şerbete batırılıp servis tabağına dizilecek.

Üzeri çikolata sosu ve hindistan cevizi ile süslenir. Afiyet olsun.

Mutlu hafta sonları...

8 Mart 2012 Perşembe

Kutlayamıyorum :(


Sevgili arkadaşlar bugünümüzü kutlamak isterdim ama olmayan bir günü kutluyamıyorum. Her konuda eşit olsaydık, kadınlar şiddet görmeseydi layığıyla kutlardım belki. Her  kutlamada olduğu gibi amaç piyasa canlansın mantığı diye düşünüyorum  Bazı  bilinçli gibi gördüğüm ama yanıldığım hemcinslerim övünerek yok kutlamada eşim şunu aldı, bunu aldı diye hava atmıyorlar mı sinir tepeme çıkıyor. Mesela şiddet gördüğünü bildiğim ama gizleyen ve katlanan bir hemcinsim birinde bir kutlamada eşini överek evdeki fırını yenilediğini, ne bileyim bir başkası eve bir eşya aldığını anlatıyorlar. Saf olmayalım bunlar zaten normal şartlarda evlerimizde gereksinim duyduğunuz ortak ihtiyaçlarınız. Önemli olan hayatın yükünü beraber paylaşan, eşlerin karşılıklı olarak birbirlerinin fikirlerine saygı duyduğu ortak bir hayat ve toplumda her iki cinsin de eşit muamele görmesi.  Maalesef erkeğin egemen olduğu, şiddetin devam ettiği bir toplumda yaşıyoruz. Kadınlarımız artık gözünü açıp kendilerini değiştirmeli, yetiştirmeli diye düşünüyorum.
Yaz yaz bitmeyecek. Konu konuyu açacak, çok derin mevzular bunlar...



7 Mart 2012 Çarşamba

İncili kolye

Geçenlerde havanın güzelliğiyle boncukcuya gitmiştim ya.. İncili bir kolye yapımı için malzemelerimi almıştım. Yeğenimin düğünü olacak giyeceğim.  Elbisenin üzerinde aksesuar olarak takmak istedim.  Bir de incili bileklik aldım. Onu da yapardım ama forever new'da fiyatını uygun bulunca aldım. Boncukcuya her gittiğimde zor çıkıyorum. Resimleri çekerken dükkan sahibi abla şurayı çek, burayı çek, burası daha güzel görünür diye beni yönlendirdi. 











Konu mankeni kanapenin kırlenti  :)  işte benim kokoş kolyem.




Kolumuzda  boş kalmasın..


Hoşçakalın..

5 Mart 2012 Pazartesi

Bugün piyangodan tamirat çıktı

Sabah kalktığımda elimi yüzümü yıkarken sıcak su musluğu akmıyordu. Su mu kesik derken baktım soğuk su akıyor. O zaman güneş enerjisinde bir sorun var deyip terasa çıktığımda baktım vanayı en üst katta oturan komşumuz sağ olsun kapatmış ama kime ait olduğunu bilemeyince haber verememiş. Bizim 20 senelik emektar  güneş enerji sisteminin soğuk su kazanı isyan bayrağını çekmiş beni değiştirin diyor. Aşağı inip önce kahvaltı yaptım sonra şu yemek olayını çözelim dedim. Karalahana almıştım, lahanaları haşlayıp, bulgur ve biraz kıyma ile dolma içi hazırladım, sardım.






Tencereye  sıraladığım sarmaları pişirmesini ve günlük yapılan işleri kızıma bırakıp kazan araştırmaya çıktım.
Bize yakın güneş enerjicileri gezmeye başladım. Meğer ne çok satıcısı varmış. Bazıları biz markayız diye çok övündüler, fiyatları ikiye, üçe katladılar. Tekrar ilk başta girdiğim yere döndüm. Akşam üzeri yapılması için saat verdiler bende bana verdiği saate daha çok diye markete girip biraz orada oyalanırken eve döndüğümde kapının önünde elemanlar kapı zilinde ismimi arıyorlardı. Aferin çocuklara işlerinde hızlı davranıyorlar. Sonra çocukları terasa çıkartıp onlar işlerini yaparken bende terastan görüntüler aldım.


Hava parçalı bulutlu olunca gökyüzüyle, deniz birleşmiş gibi..




Batı ve kuzeyinden Antalya..





Her yer beton yığını, apartman denizi..
Bir de her çatıda bir sürü güneş enerjisi yani Antalya'nın değimiyle günısı sistemleri.